Güçlü Kalem Özel Eğitim
Özelliklerinizle
Özelimizsiniz
HİZMET
ALANLARIMIZ
Güçlü Kalem Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
EĞİTİM
ALANLARIMIZ
Güçlü Kalem Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Özel Öğrenme Güçlüğü Destek Eğitim Programı
Tanımı; Amerikan Psikiyatri Birliğinin (APA 2001) tanımına göre özel öğrenme güçlüğü zekâsı normal ya da normalin üstünde olan bireylerin, standart testlere göre yaş, zekâ düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatım düzeyinin beklenenin önemli ölçüde altında olmasıyla tanısı konulan bir bozukluktur. Disleksi( OKUMA YAZMADA GÖRÜLEN GÜÇLÜK)–Diskalkuli(MATEMATİK ÖĞRENİMİNDEKİ GÜÇLÜK )-Disgrafi(YAZMADA ŞEKİL BOZUKLUĞU) Bilgiyi işleme süreci dört aşamadan oluşmaktadır. 1. Girdi Aşaması Bilginin duyu organları yolu ile beyinde algılanma sürecidir. Özel öğrenme güçlüğünde uyaranların görsel, işitsel, dokunsal, kinestetik (hareket) ve vestibüler (denge) açıdan algılanmasında sorun yaşanabilir.. 2. İşlemleme Aşaması Beyne giden bilginin işlenmesi sürecidir ve üç aşamada tamamlanır. Bu aşamalar sıraya koyma, soyutlama ve organizasyondur. Özel öğrenme güçlüğünde bu aşamaların birinde ya da tümünde sorun yaşanabilir. 3. Bellek-Depolama Aşaması: Gelen bilgi beyinde işlendikten sonra kullanılmak üzere bellekte depolanır. Özel öğrenme güçlüğünde kısa süreli, uzun süreli ve işleyen bellek ile ilgili sorun yaşanabilir. 4. Çıktı Aşaması: Beynin bilgiyi mesaj olarak hücrelere, kaslara, dil ya da motor etkinlik alanlarına göndermesi sürecidir. Öğrenilen bilgiler konuşma, yazma, çizim, jest ve mimikler yolu ile ifade edilirler. Özel öğrenme güçlüğünde bu alanlardan birinde ya da birkaçında güçlük yaşanabilmektedir. Özel öğrenme güçlüğünde okul öncesi dönemden itibaren dil, algı, kavram, motor koordinasyon, bellek, dikkat-konsantrasyon,sıralama, organizasyon, duygusal-sosyal alanlarda güçlükler görülebilmektedir. Dil Alanı: Özel öğrenme güçlüğünde hızlı verilen işitsel uyaranları işlemleme ve ayırt etmede sorun yaşanmaktadır. Bu durum okuma güçlüğü yaşanmasının nedenlerinden birini oluşturmaktadır.Bu bireyler sözcük bulmada, bilinen objeleri, eylem sözcüklerini isimlendirmede, ses ya da hecelerin ardışıklığını (şeftali-feştali vb.) öğrenmede, sözcükleri doğru telaffuz (para-pala vb.) etmede, basit kafiyeli sözcükleri (taç-maç vb.) öğrenmede zorlanır. Hikâye anlatmaya veya dinlemeye ilgi duymaz. Sesler ile ses sembolleri arasındaki bağlantıları öğrenmesi yavaştır. Sözcüklerdeki benzeşen sesleri (kız-kıs, mal-nal, kar-gar vb.) algılayamaz. Bir sözcüğü seslerini ya da hecelerini (m-s-a, kel-i-me vb.) yanlış ayırır. Kısa bir süre önce öğrendiği bir sözcüğü tanıyamaz ya da okuduğu bir sözcüğü daha sonra gördüğünde tanımakta güçlük çeker. Yaşıtlarına oranla daha fazla okuma hatası yapar, okuma hızı düşüktür ve yüksek sesle okumaktan kaçınır. Bir metni okurken, satır, sözcük, hece, ses atlar, okuduğunu tekrar okur ve okuduğu yeri kaybeder. Okurken ya da yazarken bazı sesleri, (b-d-p, m-n, f-v vb.) karıştırır. Gördüğü ses sembolü, sayı ya da sözcükleri (15-51, 6-9, b-d, ve-ev, ne-en vb.) ters okur ve yazar. Yazarken sözcüklerdeki seslerin sırasını (elma-emla vb.) karıştırır. Bir yazılı metinde aynı sözcüğü farklı biçimlerde yazar. Yeni sözcükleri öğrenmede zorlanır. Dili hızlı bir şekilde işlemede (ne söylendiğini, ne istendiğini anlayamama gibi) sorun yaşar. Okuduğunu ve dinlediğini anlamada, düşüncelerini düzgün cümleler kurarak ve yazarak ifade etmede güçlük yaşaması nedeniyle okuma, yazma ve kompozisyon ödevlerini yapmada isteksizdir. Ders esnasında not tutma ve tahtada yazılanları vb. defterine geçirmede zorlanır. Algısal Alan: Özel öğrenme güçlüğü olan bireyde eşleştirme (benzerlik, farklılık), sınıflandırma (boyut, renk ve şekillerine göre objeleri sınıflama) ve sıralama (büyükten küçüğe sıralama vb.), sözel yönergeleri karıştırma, uyaranları sınıflandırma, gruplandırma, sıralama, mekanı algılama güçlükleri ile yön karıştırma (kitabı ters tutma, ayakkabıları ters giyme) güçlükleri vardır. Özel öğrenme güçlüğü olan bireylerde görsel ve işitsel algı sorunları (ayrımlaştırma, figürzemin, hafıza alanlarında), dokunsal algı sorunları (dokunarak ayrımlaştırma ve tanımada güçlük çekme) ve kinestetik algı sorunları (dans, ip atlama gibi aktivitelerde zorlanma, mekânsal algı güçlükleri, mekânda yönelme, pozisyonu algılamada zorluk çekme, yön bulmakta zorlanma) görülmektedir. Kavramsal Alan: Özel öğrenme güçlüğünde görsel uyaranları işlemleme ve ayırt etmede sorun yaşandığından ses sembolü, renk, sayı ve geometrik şekilleri öğrenme ve ayırt etme güçleşmektedir. Bu güçlüğe sahip bireyler, zaman, mekân ve yön kavramlarını öğrenmede yaşına uygun oyunları anlamada zorlanırlar. Akıl yürütme ve sorun çözmede güçlük çeker, yeni becerileri yavaş öğrenirler. Basit matematik işlemleri yaparken kâğıt ve kaleme ya da parmak hesabına gereksinim duyar, sayıların ardışıklığını, matematik sembollerini (+, x gibi) karıştırırlar. Çarpım tablosunu öğrenmede, matematik terimlerini ve kavramlarını anlamada, sınıf ve yaş düzeyine uygun matematik problemlerini çözmede zorlanırlar. Motor-Koordinasyon Alanı: Özel öğrenme güçlüğünde okuma yazma gibi becerilerin yanı sıra ince motor beceriler, denge ve motor-koordinasyonla ilgili çeşitli sorunlar görülmektedir. Özel öğrenme güçlüğü olan bireyler tekrarlandıkça otomatikleşmesi öngörülen motor becerilerde sorun yaşarlar. Kalemi hatalı tutar, şekillerin çizimine yanlış yönden başlar, geometrik şekillerin çiziminde (modelden bakarak doğru kopya etme) güçlük yaşarlar. İnce motor becerilerin yanı sıra kaba motor becerilerde ve koordinasyonda (ritmik hareket etmek, el çırpmak, merdiven inip-çıkmak, sek sek oynamak, zıplamak, top atmak yakalamak, ip atlamak ve bisiklet sürmek vb.) sorunlar yaşarlar. Bu bireylerin kazaya yatkın ve sakar (takılmak, sendelemek, düşmek, devirmek, düşürmek vb.) oluşları dikkat çekicidir. El yazıları bozuktur. Sağ ve solu karıştırırlar. Ayakkabı, kravat bağlamada, daha küçük yaşlarda düğme iliklemede ve yardımsız giyinmede zorlanırlar. Ardışık hareketler gerektiren takım sporlarında başarısızdırlar. Bellek Alanı: Gelen bilgi beyinde kaydedilir, anlaşılır, yorumlanır ve daha sonra kullanılmak üzere bellekte kullanılır. Özel öğrenme güçlüğünde kısa süreli, uzun süreli ve işleyen bellek ile ilgili güçlükler yaşanır. Özel öğrenme güçlüğü olan birey; şiirleri, şarkıları, çevresindeki kişilerin isimlerini, işittiklerini, gördüklerini ve bunların sırasını, sürekli tekrarlanan işleri yapmayı hatırlamada güçlük çeker (yemekten önce elini yıkamayı unutma, günler, aylar, sayılar ve alfabenin ardışıklığını hatırlayamama gibi). Yeni öğrendiği bilgiyi hatırlamada ve sırasıyla anlatmada zorlanır. Okul araç-gereçlerini sıkça kaybeder ya da okulda unutur. Dikkat-Konsantrasyon Alanı: Dikkat dağınıklığı algıda bozukluğa neden olabilir ya da algı bozuksa dikkat dağılabilir. Bireyin algıladığı uyarıcıya tepki göstermesi için dikkatini ona yöneltebilmesi gerekir. Özel öğrenme güçlüğü olan bireyler sözlü yönergeleri dinlemede, izlemede zorlanır. Dikkatini bir noktaya odaklamakta güçlük çeker, dikkat süresi kısadır. Okurken, yazarken de dikkat problemi yaşar. Sıralama-Organizasyon Alanı: Özel öğrenme güçlüğü olan birey haftanın günlerini, ayların, mevsimlerin, sayıların, alfabenin harf sırasını karıştırır. Ayrıca belirli bir sıra içinde yapılması ya da bilinmesi gereken şeylerin sırasını karıştırır, dinlediği, okuduğu bir öyküyü anlatması istendiğinde öykünün başını sonunu karıştırır, sözlü ya da yazılı olarak düşüncelerini sırayla ifade etmekte güçlük çeker, sıralı çizimlerde ardışıklığı sürdüremez. Özel öğrenme güçlüğü olan birey, her zaman yaptığı işleri yerine getirmede, bir işe başlamada ve bitirmede zorlanır. Düşüncelerini düzenlemede ve düzgün bir sırada ifade etmede de zorlanır. Bu bireyler verimli ders çalışma konusunda akranlarına oranla daha fazla sıkıntı yaşayabilirler. Duygulanımları sık değişir, benlik saygısı düşüktür ve kendisine güveni azdır. Güçlü Oldukları Alanlar: Özel öğrenme güçlüğü olan bireylerin akademik becerileri aynı yaş ve zekâ seviyesindeki akranlarından daha düşük bir düzeyde olmasına rağmen güçlü, yetenekli oldukları alanlar da bulunmaktadır. Bu bireyler meraklı ve çevrelerine karşı ilgili olabilir, ilgi duydukları alanlarda daha kolay kavrayabilirler. Sözcükler yerine resimlerle düşünebilirler. Sezgisel yolla problem çözme becerileri ve hayal güçleri gelişmiş olabilir. Yaratıcıdırlar. Pratik çözüm yolları bulabilirler. Bir matematik sorusunu kâğıt kalem kullanmadan zihinden çözebilirler. Bir makineyi kılavuzu okuyup çalıştırmak yerine bir bakışta anlayıp çalıştırabilir ve icatlar yapabilirler. Devamını Oku...Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), hemen hemen aynı yaş grubundaki benzer gelişimsel seviyelere sahip olan akranlarına oranla bireyin, tahmin edilenden fazla ve süreğen bir dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik düzeylerine sahip olmasıyla ilişkilendirilen nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB'in aslında üç alt türü bulunmaktadır. Bunlar, dikkat eksikliğinin belirgin olduğu tür, Hiperaktivite ve dürtüselliğin belirgin olduğu tür ve de bileşik türdür. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna sahip bireylerin %60’ının semptomları ergenlik döneminde de devam etmekte ve erişkinlikte de sürmektedir. Erken başlangıçlı olan bu bozukluğu sahip bireylerin DEHB tanısı alabilmesi için dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtilerini 12 yaşından önce göstermeleri ve de iki veya daha fazla durumda sergilemeleri, sosyal çevre, iş ve okul ve diğer etkinlikler ile ilgili işlevselliği düşürmesi, bozması ya da etkilemesi gerekmektedir. Peki bahsettiğimiz bu belirtiler aslında tam olarak nedir? Dikkatsizlik, başlatılan bir eylemin ve bu eyleme yöneltilen odağın devam ettirilememesi yani dikkat süresinin kısalığı, birçok olay ve durumda unutkanlığın yaşanması, göz teması kurmakta zorluk yaşanması, çabuk sıkılma, uzun süre aynı eyleme devam edememe, huzursuzluk ve bireyin dağınık olması şeklinde kendini ortaya koymaktadır. Dürtüsellik ise yapılan eylemin sonucunu düşünmeden harekete geçme ve riskli, zarar verici eylemlerde bulunmaktan çekinmeme, sabırsız olma, aceleci davranma, sıra beklemekte sorun yaşama, istenilen şeylerin hemen o an yerine getirilmesini bekleme, yetersiz dürtü kontrolünün olması şeklinde kendini göstermektedir. Hiperaktivite duruma uygun olmayan ortamlarda el ve ayakların aşırı hareketi, yerinde duramama, bekleyememe, dinlemekte güçlük çekme, karşısındaki bireyin sözünü bölme, hızlı ve çok konuşma gibi durumlarda kendini belli etmektedir. Bazı bireylerde dikkatsizlik belirtileri daha aktifken bazı bireylerde heperaktivite bazılarında ise dürtüsellik belirtileri aktiftir. Bazı bireylerde ise hem hiperaktivite hem dürtüsellik hem de dikkatsizlik belirtilerinin aktif olduğu karma bir durum görülmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tedavi ve destek olmadan zamanla kendiliğinden düzeleceği düşünülse de düşünülenin aksine öyle değildir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip çocukların yaşı ilerledikçe gösterdikleri belirtiler ergenlik ve erişkinlik dönemlerinde de devam etmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu için tedavinin en kritik olduğu dönem erken çocukluk ve okula başladığı dönemin ilk zamanlarıdır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sebebiyet veren bazı belirtilerin 7 yaşında önce ortaya çıkması ve bu belirtilerin yaşına uygun olup olmaması tanı koyarken yararlanılacak önemli bir noktadır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tanı ve tedavisi sadece uzman tarafından ve aile, çocuk, öğretmen ve rehberlik danışmanından alınan bilgiler doğrultusunda çeşitli değerlendirmeler sonucunda konulmaktadır. Devamını Oku...Otizm Spektrum Bozukluğu Destek Eğitim Programı
Erken çocuklukta sosyal beceri, dil gelişimi ve davranış alanında uygun gelişmeme veya kaybın olduğu bir grup psikiyatrik bozukluktur. YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUĞU: ORTAK ÖZELLİKLER Sosyal etkileşimde bozulma Dil gelişimi ve iletişimde bozulma Sınırlı ilgi alanı ve davranışların olması YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUKLAR HANGİ BOZUKLUKLARI KAPSAR? Otizm Asperger Sendromu Çocukluk Dezingr Negratif Bozukluk Rett Sendromu Yaygın Gelişimsel Bozukluk- Hiçbir Sınıflamaya Girmeyen Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir? Erken çocukluk döneminde görülmeye başlayan, sosyal etkileşim ve iletişim bozukluğu ile ilgi ve etkinliklerin belirgin sınırlılığı gibi özelliklerle kendini gösteren yaygın gelişimsel bozukluk durumudur. Otizm Spektrum Bozukluğunun Yetersizlikleri 1. Sosyal Etkileşimsel Bozukluk İlişki kurma ve sürdürmede zorlanma Göz kontağı kuramama Duyguları ifade edememe Etkileşim başlatma ve sürdürmede zorlanma 2. Sınırlı İlgi ve Yineleyici Davranışlar Stereotip (kendiliğinden başlayan ve tekrar edilen) hareketler sergileme. Nesnelerin daha çok ayrıntılarıyla ilgilenme. Çevredeki değişikliklere karşı tepki gösterme. Günlük yaşamla ilgili alışkanlıkların değişimine karşı çıkma. İlginin son derece sınırlı olması. Otizmin, birbirinden bağımsız belirtilerin bileşimi değil, sosyal ilişki, iletişim ve yaratıcı etkinliklerdeki yetersizliği içeren bir durum olduğu söylenebilmektedir. 3. Sosyal – Duygusal Gelişim Özellikleri Profesyoneller için çocukların sosyal iletişim becerileri, otizm tanısında belirleyici etkenlerden birisidir. Bu çocukların hem basit hem de kompleks sosyal iletişim becerileri çoğunlukla akranlarına göre yavaş ilerler. Normal gelişim gösteren çocuklar, bir çok sosyal beceriyi başkalarını taklit ederek ve gözleyerek öğrenirler. Bunun aksine otizmli çocuklar sosyal becerileri bu yolla öğrenmekte zorlanırlar. 4. Motor Gelişim Özellikleri Kanner, otizmli çocukların normal bir motor gelişime sahip olduklarını belirtmiştir. Fiziksel görünüş olarak normal olan bu çocuklarda, motor becerilerin gelişiminde yaşıtlarına göre farklılıklar gözlenmektedir. Fiziksel yapı olarak, bir çok beceriyi normal zamanınıda gerçekleştirecek gibi görünmelerine rağmen, bazı becerilerin gelişim geç olabilmektedir. Otizmli çocuklarda motor becerilerin gelişimi genellikle kronolojik yaşlarına yakındır. Bu çocuklar, hareketin yönergeye uygun olarak ve hareketin seri olarak gerçekleştirilmesinde sorun yaşayabilirler. Örneğin; kağıt kesme, bir kutu içine küpleri atma gibi ince motor becerilerde yetersizlikler göze çarpmaktadır. Yapmak istedikleri şeyleri hızla ve beceriklice yaptıkları halde, ilgilerini çekmeyen şeyleri yapmaları istendiğinde hareketlerine aksaklık ve hantallık görülebilir. 5. Dil ve İletişim Özellikleri Çevredeki bireylerle iletişim kurmada yetersiz olma otizmin en belirgin özelliklerinden biri olarak belirtilmektedir. a) Sözel Olmayan İletişim: Temel duyguları (mutluluk, üzüntü vb.) ifade etmede güçlük, karşısındaki kişinin yüzüne ve gözüne bakmama, karşılıklı iletişim kurmak istemediğinde bağırma, vurma, çığlık atma gibi özellikler göstermektedirler. b) Sözel İletişim: Otistik çocukların dil gelişimlerinde, hiç konuşmama, sadece bir-iki kelime söyleme, çok kelimeyle anlamsız konuşma, ekolali konuşma, zamirleri karıştırma, konuşulanları anlamada güçlük çekme, gramer bozuklukları ve telâffuz güçlüğü gibi özellikler görülmektedir. Ekolali: Ekolali, çocuğun duyduğu kelimeleri, cümleleri konuşmacının hemen arkasından veya daha sonra taklit etmesidir. Normalde çocuklar, konuşmaya, duydukları kelimeleri taklit etmeyle başlarlar. Ancak bu taklit dönemi, 2,5 yaş civarında sona erer. Otizmli çocukların bazıları da ilk kelimelerini, anlamlarına dikkat etmeden papağan gibi taklit ederek öğrenirler. Bazen kelimeleri, bazen de cümleleri olduğu gibi tekrar ederler. Kelimeleri, taklit ettikleri konuşmacının aksanı ve vurgulamalarıyla söylerler. Gramer Bozuklukları: Konuşabilen otistik çocuklarda gramer bozuklukları da yaygın olarak görülür. Cümlelerdeki fiil eklerini söylememek yaygındır. “Okula gidelim” yerine “okul git” demek ya da “yemekten sonra şeker ver” yerine “şeker, yemek yer” demek gibi gramer yanlışlıkları yaparlar. Çocuğun ilerleyen yaşıyla birlikte konuşma becerisi de arttıkça, ve bu yönde yapılan çalışmalar sonucunda gramer bozuklukları ortadan kalkmaktadır. Zamirlerin Yer Değiştirmesi: Konuşmadaki en belirgin özelliklerden birisi de şahıs zamirlerinin yerlerinin değiştirilmesidir. Birinci tekil şahıs “ben” yerine, “sen” veya “o” kullanırlar. Özellikle “ben” zamirini kullanma çok az görülür. (“Giderim” yerine “gider, gidersin” kelimelerini kullanmak gibi) 6. Davranış Özellikleri İnsana karşı tepkisiz davranma, sosyal etkileşimlerden geri çekilme gibi davranış özellikleri olduğu belirtilebilir. a) Duygusal Tepkiler: Özel Korkular : Sudan korkma, ayakkabı ayağını sıktığı için ayakkabı giymeyi istememe gibi. Tehlikelerin Farkında Olmama : Yüksek bir duvarın üzerinde yürüme vb. Nedensiz Gülme ve Ağlama Davranışları Gösterme. Değişikliklere Karşı Tepki Gösterme : En küçük bir değişiklik onların sevinç çığlıklarına ya da öfke nöbetlerine yol açabilmektedir. b) Davranış Problemleri: Öfke nöbetleri, çevresine zarar verici davranışlar, kendisine zarar verici davranışlar, stereotip vücut hareketleri (kendiliğinden başlayan hareketler) otistik çocuklarda görülen davranış problemleridir. Yaygın gelişimsel bozukluğu olan çocukların eğitim programları yapılırken temel amaç çocuğun davranış problemlerini azaltarak ihtiyaçları olan becerileri kazandırmaktır. Öğretimi engelleyecek düzeyde stereotip ve problem davranışlar varsa öğretimle birlikte bu davranışların ortadan kaldırılması ya da azaltılması sağlanmalıdır. Problem davranışlar üzerinde çalışılırken her bir davranış için “Davranış Değiştirme” teknikleri uygulanmalıdır. Çocuğun performansı ve öğretim plânları belirlenirken ailenin katılımı gereklidir. Öğretmenin çocuk üzerinde yaptığı tüm çalışmalarından ailenin de haberdar edilmesi, çocuğun okulda kazandığı olumlu davranışları evde de sürdürmesi açısından önem taşır. Bunun için yönetim ve öğretmence plânlanan veli toplantılarının dışında, öğretmen her çocuk için yapılan çalışmaları anında, aileye bildirmeli, bu çalışmalar doğrultusunda evde neler yapılacağına dair sözlü ve yazılı açıklamalar yapmalıdır. Gerektiğinde ailenin de derslere katılımı sağlanarak, eğitim sırasında çocuğa yaklaşım konusunda ailenin de bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır. Eğitim-öğretim sürecinde ailenin plânlı bir şekilde eğitime katılmasının, hem öğrencide gerçekleştirilen amaçların yerleşmesine, hem de ailenin özel eğitim konusunda bilinçlendirilmesine fayda sağlayacağı unutulmamalıdır. ASPERGER SENDROMU Asperger Sendromu ve otizm arasındaki en önemli fark , Asperger bozukluğunda dil ve bilişsel gelişimde gecikmenin olmamasıdır. Bu çocuklar normal veya üstün zekaya sahiptirler . Davranış sorunları olur. EL-kol hareketleri ,mimikler ve vücut dilini kullanma konusunda sorunları vardır. RETT SENDROMU Yalnızca kızlarda görülen bir bozukluktur. En önemlisi belirtisi ; en az 5 ay normal gelişim ardından bebeğin başının büyümesinin durması ve kafa çapının küçülmesidir. Rett Sendromuna MECP2 geninin sebep olduğu saptanmıştır. ÇOCUKLUK DÖNEMİ DEZİNTEGRATİF BOZUKLUĞU Heller hastalığı olarak da bilinir. Otizmden daha az rastlanan bir bozukluktur. Otizmden en önemli farkı; dil,sosyal etkileşim ve diğer alanlarda normal geçen en az 2-3 yıllık bir sürenin olmasıdır. 10 yaşına gelmeden aşağıdaki alanlarda gerilemeler görülür: Dil gelişimi, sosyal etkileşim Sosyal beceri ve uyum becerileri Çiş ve kaka kontrolü Oyun Motor beceriler YGB-HİÇBİR SINIFLAMAYA GİRMEYEN (PDD-NOS) PDD kategorisinde bulunan bozuklukları tanımlayan kriterlerden hiçbirine uymayan çocuklar Sosyal etkileşim alanında belirgin gerilik gösterirler. Dil gelişiminde (sözel ve sözel olmayan dil) gerilik gözlenir. Bazı uzmanlar “atipik otizm” veya “yüksek fonksiyonlu otizm” sözcüklerini PDD-NOS ile eş anlamlı kullanırlar. Devamını Oku...Zihinsel Yetersizlik Destek Eğitim Programı
Zihin yetersizliği olan bireylerin destek eğitim programı, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde, destek eğitimine devam eden bireylerin özel eğitim hizmetlerinden etkili ve en üst düzeyde yararlanmalarını sağlamayı amaçlamaktadır (MEB, 2008). Zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler bakımından ortalamanın iki standart sapmaaltında farklılık gösteren, buna bağlı olarak kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeeksiklikleri ya da sınırlılıkları olan, bu özellikleri 18 yaşından önceki gelişim döneminde ortayaçıkan ve özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan bireydir. Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratikuyum becerilerinde hafif düzeydeki yetersizliği nedeniyle özel eğitim ile destek eğitimhizmetlerine sınırlı düzeyde ihtiyaç duyan birey, Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratikuyum becerilerindeki sınırlılık nedeniyle temel akademik, günlük yaşam ve iş becerilerininkazanılmasında özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine yoğun şekilde ihtiyaç duyan birey, Ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratikuyum becerilerindeki eksiklikleri nedeniyle öz bakım becerilerinin öğretimi de dâhil olmaküzere yaşam boyu süren, yaşamın her alanında tutarlı ve yoğun özel eğitim ve destek eğitimhizmetine ihtiyacı olan birey olarak tanımlanmaktadır. Destek Eğitim Programının Yapısı Zihinsel yetersizlik tanısı ile kurumumuza gelen öğrencilerin, destek eğitimden en yüksekdüzeyde fayda görebilmeleri için öncelikle uzman kadromuz tarafından değerlendirmeleriyapılmakta ve uygun eğitim programı için amaçlar belirlenmektedir. Bu amaçlardoğrultusunda her birey için Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları (BEP) hazırlanmaktadır.Zihinsel yetersizlik tanısı ile kurumumuza gelen öğrencilerin, destek eğitimden en yüksekdüzeyde fayda görebilmeleri için öncelikle uzman kadromuz tarafından değerlendirmeleriyapılmakta ve uygun eğitim programı için amaçlar belirlenmektedir. Bu amaçlardoğrultusunda her birey için Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları (BEP) hazırlanmaktadır. Program; kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan,bu özellikleri 18 yaşından önceki gelişim döneminde ortaya çıkan ve özel eğitim ile destekeğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan zihinsel yetersizliği olan bireylerin özellikleri dikkatealınarak hazırlanmıştır. Programın genel amaçları: Bu program ile bireylerin; 1. Bağımsız yaşam becerileri kazanmaları, 2. Öz bakım ve günlük yaşam becerilerini kazanmaları, 3. Psikomotor becerilerini geliştirmeleri, 4. Dil ve konuşma becerilerini geliştirmeleri, 5. Sözlü ve yazılı anlatım becerilerini geliştirmeleri, 6. Sosyal ve toplumsal uyum becerilerini geliştirmeleri, 7. Bilişsel hazırlık becerilerini geliştirmeleri, beklenmektedir. Kurumumuzda, zihinsel yetersizliğe sahip bireylerin takvim yaşlarına ve gereksinimlerinegöre özel eğitim ilkelerine dayalı ve bilimsel temelli çalışmalarımız uzman kadromuztarafından yürütülmektedir. Bu bireylerle çalışılacak destek eğitim programı için Türkçe-Matematik Akademik Programları kullanılmaktadır. Programda yer alan Öz Bakım Becerileri, Dil Becerileri, Bilişsel Beceriler, Fiziksel/MotorBeceriler, Sosyal Beceriler ve Türkçe-Matematik Akademik Programında yer alan Türkçe veMatematik alanlarında çocuğa gereksinimleri doğrultusunda eğitim verilmektedir.Programlarda yer alan amaçlar ve etkinlikler öğrencinin takvim yaşı, gelişimsel yaşı ileöğrencinin yapabildikleri ve gereksinimlerine göre planlanmaktadır. Bahsedilen programlar, bahsedilen alanlara yönelik kazanımlardan oluşmaktadır ve bireylerinprogramın genel amaçlarına ulaşmalarını sağlayacaktır. Bu kazanımlar bireye kazandırılacakbilgi, beceri ve tutumlardan oluşmaktadır. Bireylerde ulaşılması beklenen kazanımlarıniçeriği, bu becerilerle ilgili açıklamalar ve ölçme değerlendirme bölümleri yer almaktadır.Program, bireyselleştirilmiş eğitim programı(BEP) hazırlama ve uygulamaya imkan sağlayacakşekilde, kendi içerisinde bütünlüğü olan ve birbirini işlevsel olarak tamamlayacak yapıdadır. Okul öncesi dönem çocukları için, gelişimsel yaşı ve becerileri dikkate alınarak okul öncesihazırlık çalışmaları yürütülmekte ve kaynaştırma eğitimine geçiş yapabilmeleri içinöğrencilerimizin gereksinimleri karşılanmaktadır. Okul dönemi öğrencilerimizin okuldaki başarılarını arttırmak ve yaşıtlarıyla aralarındakigelişimsel farklılığı kapatmak için de destek eğitim programımız, alanında sertifika almışuzman eğiticilerimizle uygulanmakta ve öğrencilerimizin bağımsız yaşama geçişlerinikazandırmak adına toplumsal yaşam becerileri kapsamında desteklenmektedir. Devamını Oku...Bedensel Yetersizlik Destek EğitimProgramı
Kurumumuza başvuruda bulunan bireyler öncelikle alanında uzman fizyoterapistler tarafından değerlendirilir ve gerekli tedavi proğramı belirlenir. Belirlenen bu programdaki kısa ve uzun vadedeli hedefler aile ile paylaşılır. Fizyoterapi ve Rehabilitasyon kas-iskelet ve sinir sistemlerindeki fiziksel ve fonksiyonel bozuklukların tedavisini kapsar. Rehabilitasyon kişinin sadece fiziksel sağlığını değil aynı zamanda duygu durum ve sosyal ilişkilerini de geri kazandırmayı amaçlar. Kurumumuzda; Pediatrik rehabilitasyon Nörolojik ve nöromuskuler hastalıkların rehabilitasyonu Ortopedik rehabilitasyon programları uygulanmaktadır. Kurumumuzda uygulanan fizyoterapi teknikleri Bobath terapisi Duyu bütünleme terapisi Vestibular rehabilitasyon Propriosepsif Nöromüsküler Fasitilasyon (PNF) Kardiopulmoner rehabiltasyon Ortez-protez eğitimi Manuel terapi Reflesksoloji CP(Serebral Palsi ) rehabilitasyonu SMA, Duchen musküler distrofi rehabiltasyonu Skolyoz tedavisi Duchenne muskuler distrofi(DMD) rehabilitasyonu Brakial Pleksus Hemipleji tedavisi Spina Bifida rehabilitasyonu Hidrosefali rehabilitasyonu Medulla spinalis kesisi rehabilitasyonu Bantlama teknikleri Frederik ataksi rehabilitasyonu Doğumsal(Obstetrik) Brakiyal Pleksüs Yaralanmaları(OBPY) uygulanmaktadır. Devamını Oku...İşitme Yetersizliği Destek Eğitim Programı
Tanımı İşitme kaybı, doğuştan veya sonradan olan problemler nedeniyle işitme duyarlılığında meydana gelen azalmadır. İşitme engeli ise işitme duyarlılığındaki azalmanın bireyde ortaya çıkardığı yetersizlikler durumudur. Özellikleri Birey, doğumdan başlayarak pek çok bilgiyi, işitmesini kullanarak öğrenir. Böylece işitme duyusu ile sürekli olarak çevresindeki diğer bireylerin konuşmalarını duymakta, bu sesler ile o anda oluşan olaylar arasında bağlantı kurmakta ve bu seslere anlam vermektedir. İşitme engelli birey ise, işitme yoksunluğu nedeniyle öğrenmeye en uygun yaşlarda, konuşma ve dili öğrenme fırsatını kaçırmakta ve hem anlama hem de konuşma becerilerinde sorunlar yaşamaktadır. Konuşma ve dil sorunlarına bağlı olarak da bilişsel, motor koordinasyon, duygusal-sosyal, eğitim-öğretim, mesleki ve toplumsal alanlarda da güçlük çekmektedirler. İşitme İşitmenin gerçekleşebilmesi sesin olmasına, sesin kulağa ulaşmasına, o sesin insan kulağının alabileceği sınırlar içinde olmasına, sesin işitme yolu diye adlandırılan dış, orta ve iç kulak bölümlerini aşarak merkeze-beyne ulaşmasına, merkezde algılanmasına bağlıdır. İşitme engelli bireylerde bu yol tamamen veya kısmen yoktur. İşitme engelli bireyler, işitme cihazı kullansalar bile sesleri işitme cihazının izin verdiği frekans ve şiddette alabilmektedirler. Bu nedenle bazı konuşma seslerini duyamamakta, bazılarını karıştırmaktadırlar. Konuşanla arasındaki mesafeye, konuşanın sesinin şiddet, tını gibi özelliklerine, arka planda gürültü olup olmamasına bağlı olarak konuşulanları anlamada güçlük çekmektedirler. Dil ve Konuşma İşitme engelli bireyler, işitme kaybının tipi, derecesi ve şekline bağlı olarak çok fazla ses hataları yaparlar. Bu da konuşmalarının anlaşılırlığını etkiler. Ses uyaranlarının olduğu ortamlarda işitme engelli bireylerin kendilerinden ve çevrelerinden sağladıkları işitsel girdiler ve geri iletimler işiten bireylere göre daha sınırlıdır. Bu durum onların ses uyaranlarından oluşan çevrelerini organize etme yeteneğini etkiler. Yetersiz işitme ve dil becerileri nedeniyle söylenileni yazmada; duygu ve düşüncelerini yazılı olarak ifade etmede güçlük çekmektedirler. Sözcük dağarcığının sınırlı olması, dil bilgisel yapıları kazanmada gecikmeler ve bilgi düzeyindeki yetersizlikler işitme engelli bireylerin okumayı öğrenme ve okuduğunu anlama güçlüğü yaşamalarına sebep olmaktadır. Ayrıca işitme engelli bireyler düşüncelerini düzenlemede ve düzgün bir sırada ifade etmede güçlük çekerler. Bilişsel Doğumla beraber bilişsel gelişim sürecinde dil önemli bir yer tutmaktadır. İşitsel girdinin yetersizliği nedeniyle işitme engelli bireyler düşünme ve akıl yürütme, sınıflama ve ilişki kurma, açıklama becerilerinde güçlük çekerler. Soyut düşünme becerilerindeki yetersizlikler, sevgi, nefret, inanç, güç, hız, zaman gibi kavramları etkili bir biçimde kullanmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Soyutlamaları sözel veya yazılı ifadelerinde kullanmada güçlük çekerler. Duyduklarını zihinlerinde canlandırmada zorlanırlar. İşitme engelli bireyler işitme kaybının tipi ve derecesine bağlı olarak, işitsel uyaranları aynı şekilde alamamaktadırlar. Bu da uzun süreli bellek ve işleyen bellek ile ilgili güçlükler yaşanmasına neden olmaktadır. İşitme engelli bireyler sözlü yönergeleri dinlemede, izlemede zorlanırlar. Dikkatleri çabuk dağılır. Çevrelerini anlayabilmek için daha fazla çaba göstermekte ve zihinsel olarak çabuk yorulmaktadırlar. Motor-Koordinasyon İşitme engelli bireyler, oturma, yardımsız ayağa kalkma, yürüme gibi motor becerilerin kazanılmasında işiten bireylerin gelişim aşamalarını izlerler. Ancak motor gelişimde gözlenen en büyük problem genel vücut koordinasyonunun sağlanması ve dengeyi gerektiren hareketlerde görülmektedir. Bunun dışında görsel motor koordinasyon gerektiren bazı becerilerde de güçlük çekebilmektedirler. Duygusal-Sosyal İşitme engelli bireylerin işitme ve dil becerilerinin yetersiz olması kişiler arası iletişim kurmayı engellemekte ve sosyal yaşamla ilgili tutum ve rollerin öğrenilmesinde bazı güçlükler yaratmaktadır. İşitme engelli bireyler öğrenme ile ilgili becerilerde işiten yaşıtlarına göre daha çok desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Öğrenmeye ilişkin deneyimlerinde uğradıkları başarısızlık bireyde motivasyon eksikliği yaratmakta bu durum sosyal ve akademik başarısını da etkilemektedir. İşitme Engelli Bireyin Dil ve Konuşma Gelişimini Etkileyen Faktörler a.İşitme kaybı ile ilgili faktörler İşitme kaybının tipi İşitme kaybının derecesi İşitme kaybının şekli (konfigürasyonu) İşitme kaybının nedeni b.İşitme ile ilgili sunulan odyoloji hizmetlerine bağlı faktörler İşitme kaybının tanılandığı yaş İşitme cihazının kullanılmaya başlandığı yaş İşitme cihazının işitme kaybına uygunluğu ve ayarlanması İşitme cihazının tam gün sürekli kullanılması İşitme cihazının etkin kullanımı ve eğitim ortamlarında akustik düzenlemenin yapılması İşitme cihazının etkin kullanımı ve eğitim ortamlarında akustik düzenlemenin yapılması c.Sunulan genel eğitim ve özel eğitim hizmetlerine bağlı faktörler Tanı ve cihazlandırma ile başlayan aile eğitimi ve danışmanlık hizmetleri Erken eğitim ile kritik dönemin değerlendirilmesi Yaşıtları ile birlikte oyun fırsatlarının sağlanması İşitme kaybına ve bireyin özelliklerine uygun düzeyde ve hızda gelişim sağlanıp sağlanmadığına ilişkin eğitsel değerlendirme Dil gelişimi ile birlikte bireyde bilişsel gelişim, kişilik gelişimi, duygusal gelişim, sosyal gelişim, fiziksel gelişim, akademik gelişim gibi tüm gelişim alanlarını hedefleyen bir okul öncesi eğitim, ilköğretim, lise eğitim hizmetleri İşitme engellilerin eğitimi programında yetişmiş uzman ve uygulayıcılar tarafından eğitim verilmesi Kullanılan iletişim yöntemi Uygun ve doğru eğitim yaklaşımlarının kullanılması Bu alanla ilgili uzmanlar arası iş birliğinin ve bilgi paylaşımının etkinliği Özel eğitim okulları ve normal okullar sistemi içinde bireyin gereksinimlerini hedef alan bireyselleştirilmiş eğitim programlarının yapılıyor olması ç.Birey ile ilgili faktörler Bireyin yaşı, cinsiyeti Bireyin kişilik özellikleri: motivasyon, benlik saygısı vb. Bireyin bilişsel düzeyi Öğrenme stili (işitsel, görsel, dokunsal vb.) Ek engelin olup olmaması d.Aile ile ilgili faktörler Ailenin çocuk yetiştirme tutumları Ailenin engeli kabul düzeyi Ailenin iletişim ve disiplin tarzı Ailenin sosyo-ekonomik düzeyi Ailenin eğitim ve kültürel düzeyi Ailenin bireyle ilgili eğitim planlamasına ne düzeyde katılabildiği Ailenin evde bireyle ilgili eğitimi ne düzeyde uygulayabildiği Ailenin bireye çevreyi ve dünyayı tanımasına yardımcı olabilecek nitelikli yaşantıları ne oranda sağlayabildiği Ailenin kendi yakın çevresinin engeli kabulü ve tutumları Bireyin yaşam ve çevre faktörleri kendisi için gerekli olan hizmetlere ulaşmasını sağlıyor olması Yasalarla sağlanan haklar, bu hakların kullanılabilirliği. Devamını Oku...Üstün Zekalı ve Özel Yetenekliler
Yaş gruplarından daha üstün perrformansa sahip bireyler yapılan araştırmalara göre toplumun %10unuoluşturmaktadır. Üstün zekalı çocuk ile normal çocuk arasında biyolojik farklılıklar bulunmaktadır. Üstün zekalı çocukların beyindeki sinaptik bağ oluşumları diğer çocuklara göre daha fazla ve etkindir. Üstün zekalı çocuğun duygusal ve sosyal deneyimleri hem içsel hem dışsal faktörlerdenetkilenmektedir. Üstün zekalı çocuklar bilişsel seviyelerindeki farklılık sebebiyle eğitim hayatında çeşitlizorluklarla karşılaşmaktadır. Üstün zekalı bireyin fark edilmesi ve doğru şekilde desteklenmesi eğitimhayatı ve sosyal hayata sağlıklı bir katılım sağlayabilmesi için önemlidir. Dolayısıyla, üstün zekalılarınçocuk yaşta tespit edilmesi, üstün zekalı çocukların özel eğitim programları ile desteklenmesigerekmektedir. Özellikle çocuklar için uygulanan zeka testleri, kişinin zeka potansiyelini ve becerilerinibelirlemeye yönelik testlerdir. Zeka testi ile özel insanların belirlenmesi ve özel eğitim süreçlerine tabitutulması amaçlanır. Üstün zekalı çocuğun eğitimi diğer çocuklardan farklı olmalıdır. Kurumumuzda üstün yetenekli çocukların tespitinde gerekli testler uygulanmakta ve eğitimsüreçlerinin desteklenmesi için uygun programlar belirlenip yürütülmektedir., Devamını Oku...Down Sendromu ve Diğer Genetik Anomeliler
Down sendromu (trizomi 21), yaşam boyu gelişimi etkileyen genetik bir durumdur. Bir hastalık değildir. Bu bebekler, normal bebeklerin hücrelerinde 2 adet olması gereken 21. kromozomun 3 adet olması ile doğarlar. Bu nedenle trizomi 21 olarak da adlandırılırlar. Fazladan bulunan bu kromozom, bireyin fiziksel özelliklerini, zekasını ve genel gelişmini etkileyebilir. Kromozomlar binlerce gen içerir ve bu genler, bizim özelliklerimizi belirleyen bilgileri taşır (ailemizden bize geçen özellikler veya nitelikler gibi). Down sendromunda var olan ekstra kromozom, çocuğun zihinsel ve fiziksel olarak gelişiminde gecikmelere neden olur. Bu durum zihinsel engelliliğin en sık rastlanan sebeplerinden biridir. Down Sendromlu çocuklar kendi aralarında farklılık gösterebilirler, bu yüzden çocuğun ihtiyaçlarına uygun bir programla özel eğitimle birlikte sosyal ve duygusal gelişimi, bilişsel gelişimi ve motor gelişimi desteklenir. Ülkemizde 1997 yılında kabul edilen 573 sayılı KHK ve ardından 2000 Yılında yürürlüğe giren Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği ile tüm engelli çocukların eğitim hakları erken çocukluktan başlayarak Devlet tarafından yasal olarak güvence altına alınmıştır. Destek özel eğitime gereksinim duyan tüm engelli çocukların destek eğitim gideri, devlet tarafından karşılanmaktadır. Bu nedenle de Down sendromlu bebekler doğumdan hemen sonra ücretsiz destek eğitim hizmetinden yararlanabilmektedir. Down sendromlu bireylerde erken ve sürekli eğitim şarttır. Doğumdan itibaren fizik tedavi ve özel eğitim desteği alınması gerekmektedir. Bu desteklere ücretsiz olarak ulașmak mümkündür. Bunun için bebeğin tanı sonucu ile birlikte Sağlık Bakanlığının duyurduğu hastanelerden birine giderek bebeğin engel derecesini ve durumunu belirten bir kurul raporu almak ve bu raporla birlikte ikamet edilen bölgedeki Rehberlik ve Araștırma Merkezine (RAM) giderek rapor çıkartmak gerekmektedir. Devamını Oku...EN SON
YAZILARIM
Our summer fashion sale is now on, with up to 10% off select styles
MOXO Sürekli Performans Testi
05.09.2024Dis-Test
05.09.2024Wisc-R Zeka Testi
05.09.2024