Psikolojik Testler
Psikolojik Testler Nedir?
Bireylerin davranış örüntülerini belirli ölçütlere uygun biçimde nesnel olarak değerlendiren psikolojik test ve ölçeklerden elde edilen sonuçlar aracılığıyla, bireyin genel tutum ve davranışları hakkında bilgi edinilir. Aynı zamanda bireyin davranış şekilleri ve farklı olaylar karşısında gösterdiği davranışlarının birbirleri ile karşılaştırılmasının yapılmasını sağlar.
Psikolojik testler aynı biyolojik testler gibi bireyin rahatsızlıkları ile alakalı bilgi verir. Psikolojik testler bireyin psikolojik açıdan rahatsızlıklarının anlaşılarak değerlendirilmesine davranışların anlamlandırılmasına yardımcı olur. Psikolojik testler ve ölçekler bireyin verdiği cevaplarla düşünce, duygu, tutum ve davranışlarıyla ilgili değerlendirmeler yapılır.
Neden Psikolojik Test Yaptırmalıyız?
Psikolojik ölçekler ve psikolojik testler, son zamanlarda çok fazla ilgi görmeye başladı. Bu da psikolojik testlerin hangi durumlarda yaptırılması kimler tarafından yapılması gerektiği konusunda merak uyandırdı. Psikolojik testlerin ne için yapıldığı ve uzman kişilerin bu testlere neden gereksinimlerinin olduğu net bir şekilde anlaşılmalıdır. Çünkü bireyler uzmanlar talep etmemesine rağmen kendi istekleri doğrultusunda psikolojik test ve ölçekleri yaptırmaya çalışır. Psikolojik test ve ölçekler birçok alan için farklı şekillerde çeşitli amaçlarla uygulanır
Psikolojik Testlerin Kullanım Alanları Nelerdir?
Bireyin düşünce ve duygularının anlaşılmasını sağlayan ve pekçok davranış örüntüsünü açıklayan psikolojik test ve ölçeklerin kullanım alanları oldukça yaygındır ve kullanım amaçlarına göre bu test ve ölçekler çeşitlilik gösterebilir. Psikolojik test ve ölçeklerin genel kullanım alanları şunlardır;
Eğitim Alanı; Eğitim alanında oldukça ihtiyaç duyulan ve kullanımı fayda sağlayan psikolojik test ve ölçekler, bireyin özel bir eğitime gereksinimi olup olmadığını belirlemek, varsa birey için en doğru şekilde özel eğitim almasını sağlamak ve bireyin yaşıtlarına uygunluğu buna yönelik sınıflandırmanın yapılmasını sağlamak için pek çok testin kullanılması gerekir. Bu testler çocuğun alacağı eğitimin ona uygunluğu ve geleceği hazırlanması ile eğitim hayatında yaşanabilecek problemlerin önüne geçilmesi açısından önemlidir.
Teşhis Süreci; Genellikle konulan bir teşhisin netleştirilmesi adına psikolojik test ve ölçeklerden yararlanılır. Tanıya yardımcı olmak amacıyla kullanılan psikolojik test ve ölçekler aracılığıyla tanının doğruluğu netleşir ve bu sayede tedavi sürecine başlanılır.
Tedavi Süreci; Tanısı konulan bireylerin tedavi süresince takibin yapılması gereklidir. Tanısı konulan hastalığın seyrinin incelenmesi için psikolojik test ve ölçekler kullanılabilir. Bu sayade hem bireyin hemde tanısı konulan hastalığın durumunun zaman içerisindeki değişimleri izlenebilir.
Kendini Tanıma Süreci; Bireyin kendisini tanıma sürecinde kitaplar kadar psikolojik test ve ölçekler de kullanılır. Bireyin kendisinin farkına vararak kendisini tanımasını ve hayat standartlarını daha iyi bir düzeye ulaştırmasına yardımcı olunur. Birey güçlü ve zayıf yönlerini belirleyerek kendisinin neye gereksinimi olduğunu bu sayede anlayabilir.
Bu süreçte kullanılan testler ve terapi yöntemleri şu şekildedir:
- Zeka Testleri
- Dikkat Testleri
- Otizm Testleri
- Öğrenme Güçlüğü Testleri
- Objektif Testler
- Projektif Testler
- Gelişim Testleri
- Oyun Terapisi
- Bilişsel Davranışçı Terapi
Bu test ve terapi yöntemleri uygulamak için gerekli eğitimlere katılarak alınan uygulayıcı sertifikasına sahip uzmanlar ve psikologlar tarafından merkezimizde uygulanmaktadır.
Otizm
Otizm, klinik semptomlara yönelik tanı alan nöro gelişimsel bir bozukluktur. Bireyin otizm tanısı alabilmesi için bebeklik döneminden itibaren gelişimsel süreçlerinde aksamaların olması gerekir. Bu aksamalar çocuk 1 yaşına gelmesine rağmen adıyla seslenildiğinde tepki vermemesi, başkalarıyla göz teması kurmaması, diğer kişilerle ilgilenmemesi, basit yönergeleri anlayıp uygulamaması, iletişim kurmaktan kaçınması ya da hiç konuşmaması, yineleyici hareketler sergilemesi gibi durumlarda kendisini gösterir. Bu durumların varlığı bireyde otizmin varlığa yönelik şüphe uyandırır. Otizm semptomları doktorun tanı koyalabilmesinde oldukça önemli bir yer tutar. Fakat semptomların varlığı tanı koymak için yeterli değildir, bu yüzden bireyin tepki, tutum ve davranışlarına da bakılması gerekir. Bütün bu durumlar gözden geçirildikten sonra ihtiyaç duyulursa eğer otizm testleri yapılabilir. Bu testler klinik olarak otizm teşhisi konulan bireylere, teşhisi netleştirmek adına yapılır.
Otizm Testi Neden Yapılmalıdır?
Otizm durumundan şüphe duyulduğu zamanlarda, teşhise yardımcı olmak, tanının doğruluğunu onaylamak, gösterilen semptomların gücü belirlemek, tanıya eşlik eden başka problemlerin varlığını saptamak amacıyla otizm testi yapılır. Otizmin görüldüğü her birey birbirinden farklı özelliklere sahip olduğu için semptomlarda birbirinden farklı özelliklere ve farklı güçlerde kendini gösterebilir. Her bireyi otizm tanısı koyarken ayrı ayrı ele almalı ve bu durumları göz önünde bulundurarak değerlendirme yapmalı, bireye yönelik özgü tedavi planı hazırlanmalıdır.
Otizm Tanısında Hangi Testler Kullanılır?
Klinik olarak tanı almış bireylerin tedavi süreciyle eş zamanlı olarak özel eğitimden faydalanması önemlidir. Otizm tanılı bireyler için özel eğitimden alınan desteğin hayati bir önemi vardır. Sıkı ve kapsamlı bireye özgü hazırlanmış özel eğitim planlamasının yapılması ile bireyin sosyal hayata uyum kabiliyeti, sözel iletişim yetenekleri ve akademik açıdan becerileri geliştirilebilir. Destek eğitiminin alınması kadar ailenin katkısı da önemlidir.
ABA (Applied Behavior Analysis) / UDA (Uygulamalı Davranış Analizi);
Okul öncesi dönemde alınan, destek eğitimle birlikte otizim tanısı alan çocuklara uygulanan bir terapi yöntemidir. ABA terapisindeki amaç otistik özelliklere sahip bireyin bir modele uymasını sağlamak değil, o modelin otistik bireye uymasını sağlamaktır. ABA terapi davranışlarda gözlenebilen pozitif yönde değişimler yaratacak yöntemlerin geliştirilmesini amaçlayan, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde uygulanan bir eğitimdir. Bunların yanı sıra otizm spektrum bozukluğu olan bireyin gelişimsel aşamalarını saptamak amacıyla AGTE (Ankara Gelişim Tarama Envanteri) ve Denver II gibi gelişim testlerinden yararlanılır.
Ankara Gelişim Tarama Envanteri;
Çocukların bilişsel kabiliyetlerini, dil gelişimini, küçük ve büyük motor kas becerilerini, sosyal gelişimi ile öz bakım yeteneklerini inceleyerek, ebeveynleriyle birlikte olduğu bir ortamda uygulanan bir testtir. 0-6 yaş arasındaki çocukların gelişimsel açıdan değerlendirilebilmesi amacıyla uygulanır.
Denver II Testi;
Gelişimsel bozuklukları ortaya koymak ve halihazırda var olan problemleri keşfetmek için uygulanan bir gelişimsel tarama testidir. Çocuğun yaşına uygun bazı becerileri değerlendirmeye yarayan bu test gelişimsel açıdan oluşan sorunları da taramaya yardımcı olur. Çocuğun iletişim becerilerine, el-göz koordinasyonuna, problem çözme becerisine, kavrama, yürüme, zıplama, işitme ve dili kullanıp anlama becerisine bakılan 0-6 yaş arasındaki çocuklara uygulanan bir testtir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocukluk dönemlerinde kendisini gösteren ve bireyin hayatının geneline etki eden aynı yaş grubundaki benzer gelişimsel seviyelere sahip olan bireylere oranla bireyin, tahmin edilenden fazla ve süreğen bir dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik düzeylerine sahip olmasıyla ilişkilendirilen nöro gelişimsel bir bozukluktur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun aslında üç alt türü bulunmaktadır. Bunlar, dikkat eksikliğinin belirgin olduğu tür, hiperaktivite ve dürtüselliğin belirgin olduğu tür ve de bileşik türdür. Dikkatsizlik, başlatılan bir eylemin ve bu eyleme yöneltilen odağın devam ettirilememesi yani dikkat süresinin kısalığı, birçok olay ve durumda unutkanlığın yaşanması, göz teması kurmakta zorluk yaşanması, çabuk sıkılma, uzun süre aynı eyleme devam edememe, huzursuzluk ve bireyin dağınık olması şeklinde kendini ortaya koymaktadır. Dürtüsellik ise yapılan eylemin sonucunu düşünmeden harekete geçme ve riskli, zarar verici eylemlerde bulunmaktan çekinmeme, sabırsız olma, aceleci davranma, sıra beklemekte sorun yaşama, istenilen şeylerin hemen o an yerine getirilmesini bekleme, yetersiz dürtü kontrolünün olması şeklinde kendini göstermektedir. Hiperaktivite duruma uygun olmayan ortamlarda el ve ayakların aşırı hareketi, yerinde duramama, bekleyememe, dinlemekte güçlük çekme, karşısındaki bireyin sözünü bölme, hızlı ve çok konuşma gibi durumlarda kendini belli etmektedir.
DEHB Testi Neden Yapılmalıdır?
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tedavi ve destek olmadan zamanla kendiliğinden düzeleceği düşünülse de düşünülenin aksine öyle değildir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip çocukların yaşı ilerledikçe gösterdikleri belirtiler ergenlik ve erişkinlik dönemlerinde de devam etmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu için tedavinin en kritik olduğu dönem erken çocukluk ve okula başladığı dönemin ilk zamanlarıdır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tanı ve tedavisi sadece uzman tarafından ve aile, çocuk, öğretmen ve rehberlik danışmanından alınan bilgiler doğrultusunda çeşitli değerlendirmeler sonucunda konulmaktadır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)’nu ölçmek için kullanılan bu test tanı koymak için yeterli değildir. Yalnızca bireyin dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik düzeylerini belirleyerek DEHB’nin varlığı ile ilgili bilgi sunar.
DEHB Tanısında Hangi Testler Kullanılır?
MOXO Dikkat Testi;
Dikkat, dürtüsellik, zamanlama ve hiperaktiveyi içeren dört alt alanı ölçmeye yarayan bir dikkat testidir. Bireyin her bir alt alandaki performans düzeyini ölçerek hangi alanda ne kadar performans sergilediğini belirleyen işitsel ve görsel çeldiriciler içeren kısa süreli online bir testtir. Hem yetişkin hem çocuklara uygulanabilir. Çocuk versiyonu 6 – 12 yaş arasındaki bireylere uygulanırken, yetişkin versiyonu 13- 65 yaş arasındaki bireylere uygulanır.
Benton Görsel Bellek Testi;
Dikkat, bellek ve algı durumuyla ilgili bilgi edinmeyi amaçlayan dikkati ölçmeye yarayan bir testtir. 8 yaş ve üstündeki çocuklara uygulanabilir.
Burdon Dikkat Testi;
Çocuğun dikkat gücünü ölçmek amacıyla 10-20 yaş arasındaki kişilere uygulanan bir testtir.
D2 Dikkat Testi;
Bireyin öğrenme kabiliyetini, bilişsel odağını, psikomotor becerileri ile hızını ve de dikkat gücünü ölçmek amacıyla 9-60 yaş arasındaki bireylere uygulanan bir testtir.
Frankfurter Dikkat Testi;
Çocuğun dikkat düzeyini ölçmek amacıyla 60- 72 ay arasındaki çocuklara uygulanan bir testtir. Çoğunlukla çocuk, okula başladığı zaman uygulaması yapılan bir testtir.
Stroop Testi;
Çocuğun dikkat eksikliği ve hiperaktivite, bozukluğunu davranım bozukluğunu ve yönetici işlevlerini değerlendirme amacıyla 6 - 11 yaş arasındaki çocuklara uygulanan nöropsikolojik bir testtir. Dikkat süreci ile birlikte bilgi işlem hızı, karşı koyabilme becerisi ve dikkatin yöneltildiği uyaran ile dikkatin yöneltilmediği uyaranları paralel bir şekilde işleyebilme yeteneğini ölçer.
Özgül Öğrenme Güçlüğü
Özgül Öğrenme Güçlü birkaç farklı bozukluğun bir ara görüldüğü okuma, yazma, sayma, konuşma ve dinleme ile akıl yürütme kabiliyetlerinde gelişimsel olarak yaşıtlarıyla paralel düzeyde gelişim gösterip ilerleyememesine neden olan nöro-biyolojik bir bozukluktur. Peki özgül öğrenme güçlüğünü oluşturan farklı bozukluklar nelerdir? Bunlar disleksi (okuma güçlüğü), diskalkuli (matematik güçlüğü) ve disgrafi (yazma güçlüğü) dir. Bu bozukluklar birlikte görülebildiği gibi tek başlarına da görülebilirler.
Disleksi, zeka seviyesi normal ya ya normalin üzerinde olan, fiziksel, ruhsal ve duygusal güçlüğü bulunmayan; okuma, yazma, sayma, akıl yürütme, kendini ifade etme gibi bir ya da birden fazla alanda eksikliklere sebep olan bir güçlüktür.
Diskalkuli, matematiksel sembolleri tanıma, matematiksel sayı kavramı, işlem becerisi, okuduğu anlama yani sayısal ilişkileri anlama gibi bir ya da birden fazla alanda eksikliklere sebep olan bir güçlüktür.
Disgrafi, yazma alanında yaşanılan yazı dilini edinme, kendini ifade etmek için yazı dilini kullanma gibi kabiliyetleri etkileyen, ters yazma, hecelere ayırma, harf ekleme-çıkarma, boyut, biçim ve harfler arası boşluk-bitişiklik gibi bir ya da birden fazla alanda eksikliklere sebep olan bir güçlüktür.
ÖÖG Testi Neden Yapılmalıdır?
Özel Öğrenme Güçlüğü tanısı alan bireyin akademik performansı, ders çalışmaya yönelik tutumları, alışkanlıkları, dokunma ile duyuyu algılama, yürüme, emekleme, koşma gibi Kaba motor beceriler ile objeleri kavrama, kaldırma, tutma, gibi ince motor becerileri değerlendirmektedir. ÖÖG tanı konulduktan sonra alınacak özel eğitimin gerekliliği Uygulanacak tedavi ile birlikte görülen öğrenme güçlüğü semptomları azaltılmaya çalışılması açısından önemlidir.
Peki ÖÖG Tanısında Hangi Testler Kullanılır?
Dis - T Test; Okul döneminde olan çocukların, öğrenme güçlüğü ve Disleksi, Disgrafi ve Diskalkuli gibi öğrenme güçlüğü alt alanlarındaki performansı ölçerek yaş ve performans düzeylerini değerlendiren bir testtir. 7 – 14 yaş arasındaki bireylere uygulanır. Bu yaş aralığındaki çocukların okuma – yazma, matematik, bellek ve patern becerilerindeki performansı değerlendirir. Dis-t uygulandığında direkt olarak sonuca ulaştırır. Sonuca göre ise, yaşına ve sınıf düzeyine bakılarak hangi alt alanda güçlüğün yaşandığının belirlenmesini, eğitim planlamasının yapılabilmesini sağlar.
Özgül Öğrenme Güçlüğü (LD) Bataryası; 6-12 yaşı arasındaki çocukların matematik, okuma, gelişim, yazma gibi alanlardaki güçlü ve zayıf yönlerin belirlenmesini, bireyde öğrenme güçlüğü olup olmadığının tespit edilmesini sağlayarak. Özgül öğrenme güçlüğü semptomlarının gücünü ölçer ve tanımlar.
MOYA Değerlendirme Ölçeği; Okul çağındaki bireylerin matematik okuma ve yazman kabiliyetlerini değerlendiren MOYA; yazı dili kullanabilme, sözel dili anlayabilme, sayısal kavramlarla baş edebilme, odağı koruyabilme, okuma ve yazmada hata gibi alanları ölçer. MOYA Değerlendirme Ölçeği öğretmen formu, anne-baba formu ve çocuk formundan oluşur.
Gesell Gelişim Figürleri Testi; Görsel motor, algı gelişimi ve görsel bellek performansı ölçen bir testtir. 2 - 6 yaş arası çocuklara uygulanır. Bireysel ve grup halinde uygulanabilir.
Benton Görsel Bellek Testi; Dikkat, bellek ve algı durumuyla ilgili bilgi edinmeyi amaçlayan dikkati ölçmeye yarayan bir testtir. 8 yaş ve üstündeki çocuklara uygulanabilir.
Gelişim
Gelişim, bireylerin fiziksel, zihinsel, duygusal, dilsel ve sosyal yönlerden süreğen bir değişim göstermesidir.
Gelişim Testi Neden Yapılmalıdır? Gelişim Testi Her Çocuk İçin Gerekli Mi?
Gelişim testleri, bireylerde süregelen gelişimsel problemleri saptamak adına geliştirilen ölçme araçlarıdır. Bireyin yaş aralığına, testin süresine ve testin uygulanış biçimine göre değişiklik gösteren çeşitli gelişim testleri vardır. Gelişim testleri genellikle okul öncesi dönemdeki çocuklara uygulanır. Genellikle 0-6 yaş aralığındaki çocuklara uygulanır. Gelişim testleri bireyin gelişimsel gerilikleri belirlemek amacıyla kullanıldığı düşünülse de gelişim düzeylerini belirlemek amacıyla kullanılır. Bireyde gelişimsel gerilik görülebileceği gibi, ileri gelişimsellik ve normal gelişim de görülebilir.
Peki Hangi Testler Kullanılır?
Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE); Çocukların bilişsel kabiliyetlerini, dil gelişimini, küçük ve büyük motor kas becerilerini, sosyal gelişimi ile öz bakım yeteneklerini inceleyerek, ebeveynleriyle birlikte olduğu bir ortamda uygulanan bir testtir. 0-6 yaş arasındaki çocukların gelişimsel açıdan değerlendirilebilmesi amacıyla uygulanır.
Metropolitan Okul Öncesi Olgunluk Testi; Çocuk ilkokula başlamadan önce, gelişiminin okula başlayabilmek adına uygun olup olmadığını ölçmek için uygulanan bir testtir. Genellikle çocuk, ilkokula başlamadan önce uygulanır ancak okul öncesi eğitiminin sonlarına doğru ve ilkokula başladıktan sonraki ilk 3 hafta içerisinde de uygulanabilir.
Frostig Gelişimsel Görsel Algı Testi; Görsel algı gelişimini değerlendiren ve görsel koordinasyonu ölçen 3-9 yaş arası çocuklara uygulanan performans testidir.
Gesell Gelişim Figürleri Testi; Görsel motor, algı gelişimi ve görsel bellek performansı ölçen 2 - 6 yaş arası çocuklara uygulanan bir testtir.
Peabody Resim Kelime Testi; Konuşma bozukluklarını, alıcı dil yaşını, sözel ifade becerisini ölçmeye yarayan eşleştirme testidir. 2 -11 yaş arasındaki çocuklara uygulanır.
Denver II Testi; Gelişimsel bozuklukları ortaya koymak ve halihazırda var olan problemleri keşfetmek için uygulanan bir gelişimsel tarama testidir. Çocuğun yaşına uygun bazı becerileri değerlendirmeye yarayan bu test gelişimsel açıdan oluşan sorunları da taramaya yardımcı olur. Çocuğun iletişim becerilerine, el-göz koordinasyonuna, problem çözme becerisine, kavrama, yürüme, zıplama, işitme ve dili kullanıp anlama becerisine bakılan 0-6 yaş arasındaki çocuklara uygulanan bir testtir.
Zeka
Zeka, bireyin düşünce, algılama, problem çözme ve bu durumları yönetebilme gibi becerilerinin tümüdür. Zekâ, tamamen kalıtsal olarak bize anne ve babamızdan geçen bir özellik olarak kabul edilmesi doğru değildir. Zekânın gelişiminde bulunduğumuz çevrenin ve ortamın etkisi kuvvetlidir. Çoğu birey bir takım zekâsal işlevlerini sonradan kazanmaktadır. Zeka testi, bireyin beynindeki çeşitli alanların işle dişi ve bunların hangi alanlarda hangisinin daha aktif olduğunu tespit edebildiğimiz, bunların güçlü ve güçsüz yönlerinin beynin hangi işlevlerinde rol oynadığına bakmak için kullanılan performansa dayalı ölçme yöntemidir.
Zeka Testi Hangi Durumlarda Uygulanmalıdır?
Hiperaktivite, okul fobisi, sosyal fobi, içe kapanıklık, alt ıslatma, gelişimsel gerilikler, öğrenme güçlüğü gibi problemler yaşayan bireylere gerekli eğitimleri almış bir uzman tarafından uygulanır. Bu sayede birey kendi yaş aralığındaki bireylerle eğitim alarak kendi güçlü ve zayıf yanlarını saptayabilmek ve zayıf yanlarını destekleyerek güçlü yanlarını keşfedip üzerine düşünerek buna yönelik çalışmalar yapılabilir. Bunları öğrenip ona yönelik planlamaların yapılabilmesi için zeka testleri, eğitim verene, aile ve uzmana yol göstermek amacıyla yapılır.
Peki Hangi Testler Kullanılır?
Stanford- Binet Zeka Testi; Kişilerin zihinsel performanslarını ölçmek adına yapılan bireysel olarak uygulanan zeka testidir. Zeka testi sözel, sayısal ve görsel akıl yürütme becerisi, kelime haznesi, kopyalama, kavrama becerisi, kısa süreli bellek gibi birçok alt alanı ölçer. 2-85 yaş aralığındaki bütün bireylere uygulanabilen bu test yaygın olarak 2-6 yaş aralığına uygulanır ve daha güvenilir sonuçlar elde edilir. Test bireyin zeka yaşını öğrenmek isteyen, bireyin güçlü ve zayıf yönlerini belirleyip desteklenmesini isteyen ebeveynler tarafından uzman kişilerce uygulanır.
Wısc-R; 6-16 yaşı arasındaki çocukların zihinsel performanslarını belirlemek amacıyla uygulanan bireysel bir zekâ testidir. Test, sözel ve performans olmak üzere iki bölümden oluşur ve her bölümde beş ana ve bir yedek olmak üzere toplamda altı testten oluşur. Bireyin zihinsel yeteneklerini değerlendirmek adına kullanılan bir test olan Wısc-R, aynı zamanda bireyin ilgi alanlarını, güçlü ve güçsüz yanlarını belirlemek adına da kullanılır. Genel zeka seviyesiyle beraber bireyin sözel becerilerini, algılama kabiliyetini, zaman yönetimini, dikkatini ve hafıza yeteneklerini değerlendirir.
Kent Egy Testi; Bilgiye ve dile dayanan zekayı ölçmeye yarayan bir testtir. Asıl amacı olası patolojiyi saptamak olan objektif bir testtir. 6-14 yaş aralığına uygulanabilir.
Cattell Zeka Testi 2A; Zekayı ölçmek için uygulanan bir testtir. 7,6 - 14,0 yaş arası bireylere uygulanır.
Porteus Labirentleri Testi; Zeka ile planlama yeteneğini ölçmeye yarayan, çocuk ve yetişkinlere uygulanan performans testidir. 7 yaş 7 ay -14 yaş arası bireylere uygulanır.
Davranış Bozuklukları
Okul öncesi dönemde genellikle karşıt olma, karşıt gelme, isyan etme, agresif davranışlar sergileme gibi toplumsal kurallarını bozan, diğer insanların haklarına saygı duymayan tekrarlı davranış şeklinde gözlemlenebilen davranış problemleridir. Genellikle yaygın olarak karşıt gelme – karşıt olma bozukluğu çocuk ve ergenlerde sıklıkla görülür. Hayvan ve insanlara zarar verici davranışlarda bulunma, öfke patlamaları, zorbalık, tehditkarlık, fiziksel şiddete eğilim, nesnelere zarar verme, yangın çıkartma, hırsızlık, yalan söyleme, sahtekarlık, uyum problemleri, madde kullanımı, akademik problemler gibi yaşamı ve işlevselliği etkileyen davranış sorunları yaşanır.
Davranış bozuklukların tedavisinde çocuklar için oyun terapisi yöntemi kullanılırken, ergen ve yetişkinlerin tedavisinde ise bireysel davranışçı terapi yöntemi kullanılır. Bununla birlikte öfke problemleri, zarar verici davranışların kontrolünün sağlanması, sosyal yetilerin gelişimi, aile ile olan ilişkilerin üzerine odaklanılır.
Oyun Terapisi
Çocuklar duygu ve düşüncelerini oyun yoluyla anlatırlar. Çeşitli şekillerdeki oyunların oynanması ya da çeşitli oyuncakların kullanılması ile çocukların duygusal açıdan kendilerini ifade edebilmelerine yardımcı olan bir terapi yöntemidir. Bu terapi yöntemi güvenli bir ortamda bireyin kendini rahatça ifade edebilmesini sağlayacak oyuncaklar kullanılarak yapılır. Oyun esnasında duygularına odaklanan, hayal gücünü kullanan bireyler terapinin akışına yön verirler. Oyun terapisinde Oyun sırasında bireyler kendi hayatlarından bölümleri farketmeden duygusal olarak oyuna yansıtırlar. Soru sorularak öğrenilemeyen problemler bu şekilde anlaşılmaya çalışılır. 2.5 – 12 yaş aralığındaki bireylere uygulanabilen oyun terapisi, yaşanılan travma, depresyon, kaygı ve stres yaratan olay, takıntılar, istismar ve alt ıslatma, uyku problemleri, yeme bozuklukları, davranış sorunları gibi sorunları anlama ve çözümlendirmede kullanılan oldukça faydalı bir yöntemdir.
Peki Hangi Durumlarda Oyun Terapisi Uygulanmalıdır?
Birçok durumda kullanılmasına gereksinim duyulan oyun terapisi özellikle,
- Uyku Problemleri
- Yeme Bozuklukları
- Alt Islatma
- Tırnak Yeme
- Kardeş Kıskançlığı
- Kaygı Ve Stres Yaşanılan Durumlar
- Takıntılar
- Küçük Yaşta Görülen Depresyon
- Korku Yaşanılan Durumlar
- Dikkat Eksikliği
- Öfke Problemleri
- Davranış Bozuklukları
- Gelişimsel Gerilikler
- Kronik Hastalık
- Uyum Güçlükleri
- Özgüven Problemleri
- Boşanma
- Ölüm ve Yas
- Şiddet Durumlarında
- Sosyal Beceri Yetersizliği gibi alanlarda problemler yaşandığı durumlarda uzmanlar tarafından uygulanmalıdır.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Günümüzde oldukça yaygın olarak kullanılan Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi, bireyin davranış örüntülerini anlayıp değerlendirerek tanımlanmasını dağlar ve çeşitli olaylar karşısında gelişen ve değişen duygu, düşünce ve tepkilerin bireye faydalı olacak şekle gelmesini amaçlar. Yaşanılan bir olay karşısında duygu durumlarında görülen değişimler ya da davranış bozukluklarının altında genellikle probleme sebep olan olaylara değil, bu olaylara verilen önem yatar.
Birey Bilişsel Davranışçı Terapi aracılığıyla duygu durumunu olumsuz etkileyen yarar sağlamayan kötü düşünce ve davranışlardan uzaklaştırılır. Bireyin olumsuz düşünce ve davranışların ardında yatan nedenler aranmaz. Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi problemlerin ardında yatanları bulmadan doğrudan problemleri çözmeye yönelen, problem odaklı bir yöntemdir.Bireyin yaşanılan olaylar karşısında sergilediği tutum, olaylara yaklaşım biçimi değiştirilir. Bilişsel Davranışçı Terapiye göre davranış belirli bir öğrenme sonucunda kazanılır. Bu sebepledir ki yaşamı zorlaştıran öğrenilmiş davranışlar değiştirilmelidir. Bilişsel Davranışçı Terapinin amacı, bireylerin kendi düşünce ve duygularını anlamaları bunların farkına varmalarını sağlayarak davranış örüntüleri kazanmalarına yardımcı olmaktır. Bireyler bu sayede problemleriyle yüzleşmeleri gerektiğini anlayıp öğrenerek, tek başlarına da bu problemlerle baş edebilme gücünü kazanabilirler. Birey öğrendiği bu yöntemi yaşamının her alanında uygulayarak daha sağlıklı bir hayat sürebilir. Bilişsel Davranışçı Terapi sonucunda birey, kazandığı yeni yararlı ve olumlu düşünce ile davranış biçimlerini alışkanlığa dönüştürerek kendisine yardımcı olur. Kişi Bilişsel Davranışçı Terapi sayesinde karşısına çıkan zorlukların ya da problemlerin üstesine giderek sorunlarını belirler ve başa çıkma yolları arar. Bu şekilde ise kişinin iyi oluş hali süreklilik kazanır.
Peki Bilişsel Davranışçı Terapi Hangi Problemlerin Çözümünde Kullanılır?
- Depresyon,
- Bipolar Bozukluk
- Şizofreni
- Anksiyete / Kaygı Bozukluğu
- Obsesif Kompulsif Bozukluk
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu,
- Öfke Problemleri
- Davranışsal Bozukluklar
- Düşük Benlik Saygısı-Özgüven,
- Bağımlılık
- Uyku Problemleri
- Yeme Bozuklukları
- Ölüm Korkusu, Yükseklik Fobisi ve Diğer Tüm Korkular